Atletizm Haber Arşivi

Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.

Kapadokya Ultra Maraton yarışları 20 - 21 Ekim 2018 tarihinde dünyanın pek çok ülkesinden sporcunun katılımıyla Ürgüp'te gerçekleşti.

Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Sporcumuz Emre Üçüncüoğlu Kapadokya Ultra Maratonu'nda koştu.
Foto Galeri /

Ürgüp merkezden beşinci kez start alan “Salomon Cappadocia Ultra-Trail” yarışları Kapadokya yöresi içinde 120 Km'lik parkurda 3 farklı kategoride tamamlandı. 119 Km’lik uzun parkur (ultra-trail), 63 Km orta parkur (medium-trail) ve 38 Km kısa parkur (short-trail) yarışlarında 2000’e yakın sporcu mücadele etti.

38 Km'lik kısa parkurda Yapı Kredi'yi en iyi şekilde temsil eden sporcumuzu tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.


Kapadokya Ultra Maraton yarışını sporcumuzun kendi anlatımıyla sizlere de paylaşıyoruz:


KAPADOKYA ULTRA MARATONU KISA PARKUR 38 KM – Emre Üçüncüoğlu

Triatlon’dan Ultra Maraton’a geçtikten sonra koşmak istediğim iki yarış vardı. Bunlardan birisi İznik Ultra, diğeri Kapadokya Ultraydı. Bu yıl ikisini de koşmak nasip oldu. Bu yarışlara katılmak sadece parkuru koşmak ve kendi limitlerinizi test etmek değil, aynı zamanda 100 km üzerinde koşan insanları yakından tanıma fırsatı vermesi açısından insana eşsiz bir deneyim kazandırıyor. İnsan isteyince ve yeterli antrenmanı yapınca, kapasitesinin ne kadar gelişebileceğini görüyor.

Kapadokya Ultra Maratonu, 5 kıtada 21 yarış halinde koşulan Ultra Trail World Tour takviminin 19. yarışı. Hem Ultra Trail World Tour takvimine, hem de UTMB ve Western States 100 gibi prestijli yarışlara puan vermesi sebebiyle son yıllarda dünyaca ünlü ultra maraton koşucularının oldukça ilgi gösterdiği bir yarış haline geldi. Bu seneki yarışta ben de 2016 Ultra Trail World Tour şampiyonu Gediminas Grinius, Türkiye'nin önde gelen ultra maratoncularından Faruk Kar, Elena Polyakova, Alper Dalkılıç, Kemal Kukul ve milli atlet Üzeyir Söylemez ile aynı parkurda koşma fırsatı buldum.

Yarışa bu yıl toplam 75 ülkeden 2004 koşucu kayıt yaptırırken, 1497 ultra maratoncu start aldı. Meksika'dan Ekvator'a, İtalya'dan Rusya'ya, Japonya'dan İran'a çok farklı ülkelerden ultra maraton koşucularının yer aldığı kozmopolit bir ortam içinde muhteşem iki gün geçirdim.

Kapadokya Ultra maratonu üç farklı parkurdan oluşmakta. Uzun parkur toplam 119 km ve 3730 m tırmanış içeriyor. Orta uzunluktaki parkur 63 km ve 2030 m tırmanış, benim de koştuğum kısa parkur ise 38 km ve 1120 m tırmanış içeriyor. 119 km ve 63 km mesafelerin yanında 38 km biraz kısa gibi görünse de, benim açımdan, daha önce en uzun 30 km koşmuş biri için “kendine meydan okuma” mücadelesiydi.

38 km.’lik parkur Ürgüp'ten başlayan İbrahimpaşa, Uçhisar ve Göreme vadilerinden geçen, koşarken Göreme Milli Parkı'nın tüm güzelliklerini seyredebileceğiniz harika bir parkurdu.  Yarış Cumartesi günü saat 10.00'da verilen çıkış ile yaklaşık 850 koşucunun katılımıyla başladı. 119 k ve 63 k koşucuları ise saat 07.00'de yağmur altında start aldılar. Yarış tırmanışla başladığından daha ilk metrelerde sporcular arasında seyrelme başladı ve herkes yavaş yavaş kendi temposunda koşanlarla grup olmaya başladı. İlk kontrol noktası 7 km tırmanışın ortalarında yer alıyordu. Bazen yürüyerek bazen de koşarak tırmanışın zirvesine  öngörülen zaman dilimi içinde ulaştım. Burada birçok sporcunun yaptığı gibi ben de nefeslenerek ve birkaç fotoğraf çekerek dinlenme fırsatı buldum. Biraz soluklanıp, gıda ve sıvı gıda takviyesi aldıktan sonra 2. kontrol noktasına doğru tekrar koşmaya başladım.

Buradan sonra uzun bir iniş vardı. Ancak iniş çok teknik olduğundan dolayı beklediğimden daha yavaş inmek durumunda kaldım. Bu gibi parkurda yollar dar olduğu için siz ne kadar hızlı olsanız da, kalabalığın da etkisiyle trafiğe takılabiliyorsunuz. Bu yüzden startta ve yarış içinde yer kapmak da oldukça önemli.
Çok yarış koştukça bu gibi tecrübeleri yavaş yavaş ediniyor insan.

2’nci kontrol noktasına geldiğimizde sıvı ve katı gıda açısından oldukça zengin bir menü ile karşılaştık. Burada soda ve tuzlu gıda ile mineral ve tuz kaybımı minimize ettim. Yarışta hiç kramp problemi yaşamamamı bu gıdalara borçlu olduğumu düşünüyorum. 2’nci kontrol noktasından sonra yaklaşık 1 km otoyol kenarından asfalt zeminde koşarak tekrar patikaya girdik. Bundan sonra varışa 14 km yolumuz kalmıştı. Ancak rotanın artık iniş çıkışlı hale gelmesi bacaklarımızı oldukça zorladı. Özellikle 30. Km’den sonraki 2 - 3 km’lik tırmanışta pek çok sporcu gibi ben de yürümek durumunda kaldım. Fiziksel ve zihinsel yorgunluğun etkisiyle kısa bir süreliğine 5-6 sporcu rota dışına çıkmışız. Ancak, yol işaretlerini tekrar bularak yarış rotasına geri döndük. Göreme vadisi içinde yürüyüş yapan turistlerle selamlaşmak ve onların desteklerini almak yorgunluğumuzu biraz da olsa unutturdu.

Son 5 km.’de 63 km’lik parkuru koşan sporcularla rotamız birleşti ve finişe kadar onlarla beraber koştuk. Burada karşılaştığım bir Fransız sporcudan sırt çantamdaki Yapı Kredi bayrağını çıkarmasını rica ettim. Finişe bayrak elimde koşarak girmeyi planlamıştım. Bu gibi şeyleri yarışta düşünüyor insan. Hem zihinsel olarak düştüğünüz anlarda sizi motive ediyor hem de sıradan bir finiş fotoğrafı vermemiş oluyorsunuz. Umarım fotoğrafçılar yakalamıştır.

Finiş çizgisini geçtikten sonra verilen “finisher” madalyamı boynuma taktım ve hedefim olan 5,5 saatin altında 5 saat 15 dk’lık sürede yarışı sağ salim tamamlamanın mutluluğunu yaşadım. 

Bu gibi yarışlarda kendinize meydan okumanız çok önemli ancak bunu kendi limitlerinizi bilerek, nabzınızı çok fazla yükseltmeden, parkurda çok fazla risk almadan, önce sağlığınızı düşünerek yarışmanız gerekiyor. Bir anlık dikkatsizliğiniz bir daha yarış koşamamanıza sebep olabilir. Hayatınızda en fazla 10 km koşmuş biri iseniz, ilk etapta bu gibi yarışları koşmayı denememelisiniz. Yavaş yavaş mesafeleri arttırmanızda fayda var.  Ben bu yarışa her hafta sonu Aydos ormanında 15 - 20 km. antrenman yapıp, bir yarı maraton, iki tane de arazide 30 km yarış koşarak hazırlandım. Aksi takdirde yarışı bitirmek tatlı bir hayalden öteye gidemezdi.

Son olarak, Ultra Maratonlara kısaca değinmek isterim. Bu yarışların bir zaman limiti oluyor. Önceden belirlenmiş zaman limitlerinde (cut off süreleri içinde) kontrol noktalarına gelmeniz ve verilen sürede yarışı tamamlamanız gerekiyor. Aksi takdirde yarışı bitirseniz bile madalya alamıyorsunuz ve süreniz maalesef “bitiremedi” olarak yazılıyor. 38 km. koşup, zaman limitine takılıp madalya alamayan pek çok kişi ile konuştum, onlar için gerçekten kolay kabullenilecek bir durum olmasa gerek.
Yarış içinde çok fazla zorlansanız da, zihinsel dayanıklılığınız ve finişe ulaşma düşüncesi sizi ayakta tutuyor. Bir yerden sonra sizi taşıyan bacaklarınız değil, iradeniz oluyor.

Yarış içinde beslenmenize de çok dikkat etmeniz gerekli. Daha önce denemediğiniz gıdaları tüketmemelisiniz. Başkasına iyi gelen bir gıda sizde ters etki yaratabilir. Mide ve bağırsak problemiyle yarış bırakan birçok kişi var. Su ve mineral alımına çok dikkat etmelisiniz ve beslenme istasyonlarında mutlaka iyi beslenmelisiniz. Orada beslenme sırasında kaybedeceğiniz 1 - 2 dk yarış içinde size artı olarak geri dönecektir.

Limitlerinizi zorlamak, doğayı ve kendinizi koşarak keşfetmek ve yeni insanlar tanımak isterseniz Ultra Maratonlar sizi beliyor. Haydi siz de bir adım atın.


YAPI KREDİ SPOR KULÜBÜ

 

Tüm Haber Arşivi