Foto Galeri
Video Galeri

Sporcu Sağlığı


Konuya girmeden önce “SPOR” kelimesini açarsam işin önem ve ciddiyetini peşinen belirtmiş olacağım.

S- Sürat
P-Prensip
O-Otorite
R- Rekor

Yukarıdaki parametrelere bakılırsa spor yapan, onu ilke olarak benimseyen kişilerin nelerin içinde olduklarına bilmeleri gerekir.

Gelelim sporcu sağlığına; insan sağlığı ilkelerinin tümünü kapsadığı gibi bir de ayrıca başka değerlerin ilavesidir sporcu sağlığı. Sağlıklı sporcudan kasıt; tüm anatomik ve fizyolojik üstünlüklerin yanında disiplin içinde bir yaşam, minimum sakatlanma ve rahatsızlıklar, bu sakatlıklarda erken şifa ve eski performansı elde etme ve sürdürmedir.

Bunların olması için iki kuvvet vardır. Birincisi sporcunun kendisi diğeri ise yardım alacağı ünite ve uzman kişidir, ki son yıllarda bu ikinci kuvvet bir takım oluşturmuş ve sporcuya destek vermekte hem psikolojik hem somatik (bünyesel) yardım yapmaktadır.

Sporcu sağlığı disiplinli bir yaşam ve beslenme ile başlar. Dinlenme ve periyodik izinlerde dahi sporcu kendisine bu disiplin içinde hissetmeli ve daima amatör anlayışlı bir beyine sahip olmalıdır. Medya iletilerine bakılırsa disiplinli bir yaşamın sporcunun davranış ve yaşamında ne denli önemli olduğunu görüyoruz. Başarılı olmayan bir sporcunun arkasında hemen bir gece hayatı ve karşı cins ilişkileri aranıp sergilenmektedir.

Beslenmeye gelecek olursak; performansın yükselmesi ve fiziksel gelişim için beslenme çok önemlidir. Aynı aktiviteyi aynı özelliklere sahip iyi ve kötü beslenen kişilerde beslenme yönünden kıyaslamasını yaparsak bu faktör önemini açıkça gösterecektir. Her zaman enerji + yedek enerji hesap edilmeli ve diyet ona göre ayarlanmalıdır. Özellikle de protein, karbonhidrat miktarı ve oranları saptanmalıdır. Gereksinim tip ve miktarı, yaş, cins, yapılan spor, aktivite şiddeti, boy ve kilo ile ayarlanır. Yetersiz beslenme, kilo kaybı ve aktivite hızını düşürür, sakatlanma riskini yükseltir. İhtiyaç duyulan kalorinin %60-65 i karbonhidrat, %15-25 i protein, %15-25 i yağ olarak verilmelidir.

Besin alımı yanında sıvı alımı da çok önemlidir. Aktivite sırasında su ve sporcu içecekleri tüketilmelidir. Susuzluk veya sıvı tüketimi fazla olduğunda ağız kuruluğu, terleme ve idrar azlığı, idrar koyuluğu kendini gösterir. Vitamin ve mineraller ek enerji sağlamaz. Sadece yapı taşı olmaları nedeniyle ihtiyaç kadar alınmalarında yarar vardır. Özellikle yoğurt, süt kalsiyum zenginliği nedeniyle ihmal edilmemeli, günde iki kez alınmalıdır. Son dönemlerde kreatinfosfat üzerinde çeşitli görüşler bulunmaktadır.

Adale sertliği ve bazı sindirim sıkıntısı dışında pek bir yan etki yoktur. Temel enerji kaynağı olup kısa süreli aktivitelerde tavsiye edilmekte, 15-16 yaş altı sporculara verilmemesi önerilmektedir.

Sporcu sağlığında en önemli faktör kişiyi fiziksel ve mental yönden etkileyen yaralanma ve sakatlıklardır. Sakatlıkların tedavisi yerine sakatlanmamanın sağlanması amaç olmalıdır. Egzersiz öncesi programlı ve tam bir ısınma bu işin başlangıcıdır. Egzersiz niteliğine göre çalışacak ve yükü taşıyacak kas grubunu ve karşıt kas grubunun ısıtılması gerekir. Egzersiz bitiminde de aynı hareketlerin daha düşük frekansta uygulanması gerekir. Sportif aktivitelerdeki her türlü hasar sakatlık kapsamına girer. Sakatlanmaların en fazlası futbolda görülür bu oran %10 dur. Çürük %3 hentbol ve boksta %1, kayakta %0,5’tir.

Sakatlıkların oluşması iki ana nedene bağlıdır. Bunlardan birincisi kişiye ait nedenler, ikincisi çevreye ait nedenlerdir.

Kişiye ait olanlar ; fiziksel yetersizlik, aerobik dayanıklılık, kuvvet, sürat, psikolojik durum, konsantrasyon yeteneği, boy, kilo, kas dokusu yüzdesi, yaş ve cinsiyet gibileridir.

Çevresel faktörler ; sporun cinsi, aktivitenin hızı ve süresi, rakip ve takım arkadaşlarının rolü, zemin, ışık, emniyet tedbirleri, malzeme kalitesi, çalıştırıcının yetkinliği ve davranış biçimi yönetimin sağladığı olanaklar gibileridir.

Sakatlığın ciddiyeti, tedavi süresi, tamamen normale dönüş keyfiyeti ve bu işin maliyeti ile ilgilidir. Durum böyle olunca sakatlıkların önlenmesi ana amaç olmalıdır. Sakatlanmanın önlenmesi için en kesin formül periyodik muayenelerdir. Mevcut yapı değerlendirilir, risk faktörleri ortadan kaldırılabilir ve önlemler saptanabilir. Sakatlanmaların büyük grubu adale ile ilgilidir. Bunlar kas yorulmasında, kas kireçlenmesi ve kemikleşmesine kadar giden bir boyutta kendini gösterir.

Bütün bu yelpazede önemli olan –önlem ve tedavi metotları içinde– masaj, soğuk tedavisi, sıcak tedavisi, dinlenme gibi uygulamalardır. Hafif vakalarda sıcak banyolar, orta ve şiddetli vakalarda ilk 48-72 saat içinde soğuk tedavi ki bu da 20 şer dakikalık periyotlarla iki saati aşmamak şartıyla ve direkt deri teması olmaksızın yapılmalıdır. Tüm vakalarda da masajın önemi çok büyüktür. Masaj hem tedavi edici, hem sakatlık önleyicidir. Ayrıca da egzersiz sonu biriken zararlı maddelerin kas hücrelerinden uzaklaşmasını sağlamaktadır, ayrıca lenf dolaşımını da hızlandırmaktadır. Soğuk tedavi kanamayı kan birikimini önler, sıcak tedavi damarları açar doku beslemesini kan yoluyla sağlar.

Bu yazıda size bazı ana başlıkları açarak bilgi vermeye çalıştım. Sonuç olarak şunu bilmeliyiz ki kişiler kendilerine uygun olan sporu yapmalı, sporu bir zevk halinde severek yapmalı, sakatlanmaktan kaçınmalı, sağlıkla ilgili her sorunda doğru adrese başvurmalıdır.

Takım halinde yapılan sporun da ayrıca sosyal ve psikolojik yararlarının olduğunun unutulmaması gerekmektedir. Hiç bir sportif aktivite yapılamıyorsa YÜRÜMEK bile yeter.

Hepinize uzun yıllar sporla beraberlik içinde sağlıklı bir yaşam dilerim.


21 OCAK 1946 tarihinde Ankara Çankaya’da doğdum. İlk öğrenimimi İstanbul ve kısmen Ankara’da tamamladım. 1969’da Ankara Tıp Fakültesini bitirdim. 1973 yılında Genel Cerrahi ihtisasını tamamladım. Sırasıyla Turhal, Amasya devlet hastanelerinde görev yaptım. 1980-1995 yılları arasında İstanbul Taksim Hastanesi Genel Cerrahi şefliği ve başhekimliği görevlerinde bulundum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde Doçent, daha sonra Manisa Celal Bayar Üniversitesinde Profesörlük A.D. Başkanlığı Cerrahi Tıp Bilimleri Başkanlığı ve Üniversite Döner Sermaye Müdürlüğü görevlerinde bulundum.

1999 yılında İstanbul Maltepe Üniversitesine atandım ve aynı görevleri 2002 yılına kadar sürdürdüm. Halen Yapı Kredi Bankası Sağlık Üniteleri Başhekimi olarak çalışmaktayım. 156 yurtiçi ve yurtdışı yayınım, bir kitap bölüm yazarlığı eserleri sahibiyim. Değişik tıbbi ve sosyal dernek üyeliğim bulunmaktadır. Yabancı dilim İngilizce olup, üç kız evlat sahibiyim.