Dağcılık Haber Arşivi

Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...

KAÇKAR (3.937 m) 17- 20 Ağustos 2017
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Zirveye bakmak ya da bakmamak: işte tüm mesele bu! Bakış açısı...
Foto Galeri /

Doğa öyle bir şey ki, siz planlar yaparsınız, hayaller kurarsınız, hazırlıklar, alışverişler, araştırmalar derken o tüm gücünü göstermek, kimin kuvvetli olduğunu hatırlatmak için her şeyi alt üst eder. Bu vazgeçmek mi demek? Biz (Ayhan, Akgün ve Büşra) YAKUT ekibinde olduğumuz için doğanın gücünü ve insan ne yapmak isterse istesin planlarını nasıl alt üst edebileceğini biliyorduk. Ama yine de pes etmedik ve uzun bir hazırlık aşamasından sonra hedefimize ulaştık.

Kaçkar Zirvesine yolculuğumuzun temeli Nisan ayında atıldı. Nisan ayında saatlerimizi ve takvimimizi 17 Ağustos 2017’ye ayarladık. Ulaşım ve konaklama netleştikten sonra geriye yapılacak iki önemli iş kalmıştı:

Fiziksel hazırlık ve çanta hazırlığı...

Zirveye çıkmak, sadece inanmak ya da çok istemekle olmuyor. Fiziksel durumunuz, kondisyonunuz, aklimatize olmanız, yürümeniz, koşmanız, yüzmeniz kısacası hareketli olmanız, yedikleriniz ve hatta karakteriniz bile tırmanış için önemli etkenler...

Belirli bir noktadan sonra irtibatın kesilebileceği, havanın değişken olduğu, yüksekliğin fazla olduğu, her an her şeye ulaşmanın mümkün olmadığı gerçeklerini göz önünde bulundurduğunuzda, faaliyetlerde çantanın içinde olacak malzemelerin hayati öneme sahip olduğunu görürsünüz. Üşümek, ıslanmak, aç kalmak, susuz kalmak, haberleşememek ve bu sebeple aklınızın sevdiklerinizde kalması hem kişisel hem de ekip performansını doğrudan etkiler ve çantaya konacak ana malzemeleri belirler. Bu rotada herhangi bir teknik malzeme gerekmese de, dik yerlerden düşebilecek taş parçaları nedeniyle kask o çantaların olmazsa olmazı.

17.08.2017 Ekiple Buluşma

Küçük bir araştırma sonrası Kaçkar’ın  Kıpçak Türkçesinde ‘Koç’ anlamına gelen Koçkar kelimesinden dönüştüğü rivayeti  bu yolculuğa başlarken ilk motivasyonumuz oldu. Ağırlıklı İstanbul olmak üzere Ankara ve Adana’dan toplam 10 kişi Erzurum havaalanında buluştuk. Kısa bir tanışmanın ardından bizi Olgunlar Yaylası Kaçkar Pansiyon’a götürecek servisimizle yola koyulduk. Tortum Şelalesi’nde kısa bir mola verdikten sonra 5 saat süren yolculuğumuz Kaçkar Pansiyon’da son buldu. Burası aynı zamanda esas yolculuğun, yani aslında sadece ‘dağ’ yürüyüşünün  değil de ‘kendi içinizde yaptığınız’ yolculuğun da başlangıç noktası...


Saat kaçta orada olacağımızı önceden haber verdiğimiz için sıcak yemeklerimiz karşıladı bizi. Kısa bir toplantının ve bilgilendirmenin ardından da ertesi gün yapacağımız yürüyüşün hazırlıklarını yapmak ve tabii ki dinlenmek için odalarımıza çekildik.

18.08.2017 Dilberdüzü Kamp Alanı

Sabah 08:30’da Olgunlar Yaylası’ndan başlayıp Hastaf Yaylası yoluyla devam eden, en profesyonel makina ile çekseniz bile gözlerinizle gördüğünüzden daha güzel görünemeyen bir doğada, endemik bitkiler eşliğinde 4,5 saat süren yürüyüşün ardından  2.860 m irtifadaki Dilberdüzü kamp alanına ulaştık. Yat saatine kadar geçen süre ise yine hazırlıkla geçti. Çadır kurulumu, zirve çantası hazırlığı ve aklimatize... Saat 20:00’da herkes çadırına çekildi.

BAŞLIYORUZ!

Tırmanış için vakit geldi! Gece 02:30’da kalktık. Hemen büyük çadırımıza geçip 03:00’a kadar kahvaltımızı yaptık. Son hazırlıkları da tamamladıktan sonra (kask, kafa fenerleri, baton ayarları vs) 03:30’da yola çıktık! Sadece kafa fenerlerinin ışıklarıyla tek sıra halinde adının hakkını veren (adını burada paylaşamıyorum!) dik yokuşu yaklaşık 3 saat boyunca S’ler çizerek tamamladık ve işte karşımızda Dilberdüzü’nden sonraki ilk durak. 3450 m yüksekteki Deniz Gölü. Küçük bir bilgi: Kaçkar Deniz Gölü, dünyanın bu yükseklikteki en derin 2. gölüdür (66 m).

KARAR NOKTASI (BALKON)

Moladan sonra 1 saat yürüyüşle 3600 m yükseklikteki “Karar Noktası”na vardık. Buraya Karar Noktası denilmesinin sebebi, zirve çıkış kararının verildiği ya da isteyenlerin geri dönebildiği bir yer olması(!) (Zirve hayallerini kenara bırakıp size eşlik edecek birileri olursa tabii ki) Burada söz hakkı, ekibi sürekli gözlemlediği için önce rehberlerimizde ve sonra tabii ki ekip üyelerinde. Hava şartları ve ekibin kondisyonu gayet iyi olduğu için eksiksiz devam etme kararı verdik. Tabii atletli adamlar görmeyi (aslında yok öyle bir şey), ufak mide bulantılarını, baş dönmelerini ve iki damla gözyaşını saymazsak!  Bunları saymıyoruz, çünkü belirli bir yükseklikten sonra normal. Üstelik sonrasında akla gelince tebessüm ettiren yan etkiler bunlar. Kısa bir dinlenme sonrası Kaçkar Zirve’ye doğru tırmanmaya başladık!

TIRMANIŞ

Tırmanma kısa bir inişten sonra, patika dahi bulunmayan, tamamen kayalık zemin üzerinde başladı. Malzemenin önemi yine gözler önünde . Bu tarz zeminlerde ve tırmanışlarda  baton da olmazsa olmaz fakat nerede ve nasıl kullanılacağı konusu tamamen kişiye bağlı. Kimilerimiz batonu hiç bırakmazken, kimilerimiz bazı noktalarda tırmanmayı tercih etti.

GEÇİŞ

Güney rotasının Kuzey rotasına göre daha kolay olduğu ve turistik rota olduğu söylense de (kuzey rotayı geçen yıl denemiş biri olarak pek de öyle olmadığını söyleyebilirim)  zirveye 300 m kala, iki noktada el yardımıyla yapılan yatay kaya geçişleri var.  Bunlar çok zorlu olmasa da altlarındaki ve arkalarındaki boşluk ile aradan akan kar sularının yarattığı kayganlık nedeniyle biraz korkutuyor. Böyle gergin zamanlarda ise gerçekten güvendiğiniz ve size elini uzatacak ekip arkadaşlarınızın varlığı içinizi öyle bir rahatlatıyor ve güç veriyor ki  bu paha biçilemez .

ZİRVEDEYİZ! 19.08.2017

Dik, kayalık ve çarşak dolu, yer yer rüzgarlı, bol güneşli  saatler süren tırmanıştan sonra 3937 metrede Karadeniz’in en yüksek noktasında, Kaçkar Dağı’nın zirvesindeyiz! Aşağıdan bakıldığında küçücük görünen Türk Bayrağının yanındayız . Herkeste değişik hisler...Tatlı bir yorgunluk, fotoğraf çekme ve çektirme telaşı... Zirve defterine bir iz bırakma isteği... Zoru başarmanın verdiği mutluluk ve elbette ‘off şimdi nasıl ineceğiz’ üşengeçliği...

Manzaranın tadını çıkardıktan sonra, Ayhan ve Akgün ile birlikte zirvede yıpranan Türk Bayrağımızı da değiştirip mental olarak hazır hissettikten sonra inişe geçtik.

3 gece 4 gün süren, her biri yazmaya değer “an”lar ve  bir ömür hafızalarda kalacak anılarla tamamladık faaliyetimizi...

Kaçkar bize ne kattı ?

Esas meselenin gözünü zirveye dikip sadece hedefe odaklanmak olmadığını, bir sonraki adımını planlamanın ve o adımı güvenle atmanın başarıya ulaşmada daha etkili olduğunu, gidilecek yola değil de geriye dönüp aşılan yollara ve engellere bakmanın insanı daha da motive ettiğini, gözünüzü hedeften ayırmadığınızda onun aslında daha da uzaklaştığını ve ayağınız bir kez bile tökezlese vazgeçme ihtimalimizin arttığını gördük. Belki de hedeflere ulaşma konusunda bakış açımızı değiştirdik.

Kaçkar bize ne yaşattı ?

Ekip olabilmenin ve birbirine güvenmenin tartışmasız önemini tecrübe ettik.

Kaçkar bize ne dedirtti ?

Belki de ayrı ayrı kullandığımız üç kelimeyi yan yana kullandık: Sabır, Şükür, Minnet...

Bizi kabul ettiği, bize kattığı ve öğrettiği her şey için dağlara sonsuz teşekkürler...

Ve tabii ki rehberimiz Mustafa Kılıçarslan’a, YAKUT’da ekip olmayı birlikte öğrendiğim, bu tırmanıştaki yol arkadaşlarım Ayhan ve Akgün’e, bizi destekleyen, dönüşümüzü dört gözle bekleyen ve sürekli motive eden herkese teşekkürler...

Büşra.


Arkadaşlarımızı bu zorlu tırmanış için tebrik ediyor, başka tırmanış haberlerini bekliyoruz.

YAPI KREDİ SPOR KULÜBÜ

Tüm Haber Arşivi