Dağcılık Haber Arşivi

Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’

Kilimanjaro sonrası, 2013 yılına ait herhangi bir program oluşmamıştı kafamda. Arkadaşlarım, UNESCO dünya mirası lsitesinde yer alan inka medeniyetini yakından tanımak için Machu Picchu proğramı hazırlamıştı ama,  gerçekleşmeyeceği aylar öncesinden belli olmuştu.
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Kaf Dağına Yolculuk... ‘’ELBRUZ’’
Foto Galeri /

İş yoğunluğu ve arama kurtarma eğitimleri derken, zaman hızla akıp gitmış ve Mayıs ayına gelmiştik bile. Uzun zamandır gitmeyi istediğim iki dağ vardı, bunlardan biri Kazbek (5.047 mt), diğeri ise Elbruz (5.642 mt) Her ikisi de aynı coğrafya da olan dağlar.
Tercihimi Elbruz dan yana kullandım. Elbruz, Avrupa ve Kafkasyanın (Kafkaslar, Avrupa sınırı olarak kabul edildiğinde) en yüksek zirvesi ve şu an faal olmayan, yoğun olarak buzullarla kaplı çift zirveli bir stratovolkandır.

Önümde çok zaman yoktu, çünkü yöre halkının kutsal saydığı bu dağ, teknik tırmanış gerektirmese bile, rüzğarın etkisi ile çok soğuk olabiliyordu. Bu yüzden, kış malzemeleri ile gidilmeli ve buna göre hazırlık yapılmalıydı. Türkiye de çoğu dükkan, kışlıkları kaldırdığından uygun malzeme bulmakta zorlandım, bazı malzemeleri mecburen aldım. Son güne kadar, malzeme takip ettiğimi söyleyebilirim.

Hazırlıklar sonrası, 21 Temmuz da bir rehber ve 5 kişilik grup ile yola çıktık. Gelenlerin hepsi, deneyimli ve çeşitli çıkışları mevcut. Çabuk, kaynaşıyoruz ve yüksek irtifada bile ortak karar almada zorlanmıyoruz. Rehberimiz (Haldun Ülkenli) oldukça deneyimli.
Yaklaşık altı saatlik bir yolculuktan sonra Cheget deki otelimize varıyoruz, burada iki gün geçirdikten sonra, faaliyet sonrası tekrar buraya döneceğiz. Yemekleri, damak tadımıza çok da uzak değil, temiz ve şirin bir yer. Akşam yemekte, yerel rehberimiz ile tanışıyoruz. Igor Novak. Faaliyet boyunca çok desteğini göreceğimiz bu rehberin eşi de rehber ve farklı bir şirkette çalışıyor. Ancak amaç bir olunca, arada tatlı bir rekabet de kendiliğinden oluşuyor. Eşi, İrlandalı bir gruba rehberlik yaparken, İgor bizimle.

Ertesi gün ve takip eden günlerde, aklimatizasyon (yüksekliğe uyum), çalışmalarımız başlıyor. Çıkıyoruz, iniyoruz, yatıyoruz, sonraki günler aynı işlemleri tekrarlıyoruz, en son 4.100 mt de kalıyoruz. Rüzğarın şiddettine bağlı olarak, planlanan gündeki zirve denemesini ancak, yedek günde yapabiliyoruz. Rüzğar ile birlikte sıcaklık eksi 20’ ye kadar düşebiliyor.

Cuma gecesi zirve denemesi yapacağız, zaten deneme için son günümüz, olur da bir teslik olur ise, ülkemize geri döneceğiz, çünkü başka zamanımız yok. 4.100 de, baş ağrım artıyor, daha önce yaşamadığım bir sorun, ağrım artınca tedirğinliğim artıyor, gerek kendi güvenliğim gerekse, grubun hareket kabiliyetini arttırmak için, geri dönüş planlarını ihtiyatlılık gereği yapıyorum. Ancak, ortak görüş saat 14 e kadar beklemem yönünde ki, bende aynı düşüncedeyim. Saatler ilerledikçe, ağrım azalıyor, akşama doğru iyice geçiyor. Zirve denemesi için hazırım.

Akşam yemeğinden sonra (18:00), gece saat 02:30 da uyanmak üzere, uyku tulumlarımıza giriyoruz, yarı uyumuş, yarı uyuyamamış bir şekilde, belirtilen zamanda kalkıp, hazırlıklarımıza başlıyoruz. Hava fena değil gibi, saat 03:00 de, kat kat giyinilmiş, kramponlar, tozluklar, emniyet kemerleri giyilmiş ve buz kazmaları çantalara takılmış şekilde hazırız. Aklimatize olmamızı da fırsat bilerek, zamandan kazanmak için belli bir metreyi kar araçları ile alıyoruz. Rüzgar ın etkisi ile yukarıda hava sertleşiyor, tüm faaliyeti, eksi 15 ile eksi 20 derece arasında bir sıcaklıkta tamamlıyoruz. Özellikle ayak ve el parmakları yanında burnu dondurmamak için önemli çaba sarf ediyoruz. Bazılarımızda mesli ve plastik ayakkabı yok,  buna rağmen, sürekli yürüyerek ve ayak parmaklarımızı belli periyotlarda oynatarak içerideki sıcak havayı korumaya gayret ediyoruz. Türk rehberimizin Everest tırmanışında kullandığı eldivenleri, iç eldivenle kullanmama rağmen, sağ işaret ve orta parmağımda yer yer soğuk ısıkları hissettim. Neyseki, burnumun ucu dışında (küçük bir yanık) önemli bir sorun yaşamadım. Bunun da nedeni, optik gözlük kullanmam. Balaklavayı tam takamadığım için, burnum açıkta kalıyor, tam taktığımda, nefes alışverişine bağlı olarak, gözlüklerim buharlaşıyor ve görüş açısı daralıyor.

5.300 metre de, bazılarımız çantalarını bırakarak yola devam ettik, bunun iki sebebi vardı  biri, yeni tırmanış parkuruna ve sabit ip emniyetine daha hafif girmek, diğeri ise, yaklaşık 25-30 km hızla esen rüzgara, ergonomik olmayan alan / yüzey yaratmamak. Yer yer rüzgarın bizi, yamaç tarafına devirdiğine çok şahit olduk. Sabah erken çıkmamız ve belli bir metreye kadar kar aracı kullanmamız bize, sabit hatta çok avantaj sağladı, hiç sıra beklemden ilk grup olark hemen yan ve dik geçişi tamamlayıp, 5.555 metredeki düzlüğe çıktık. Buradan zirveye artık çok az var. Önümüzde zirve bir taç gibi yükseliyor, son bir gayret ile tırmanıp, zirveye varıyoruz. Hava açık, tüm plato, ayaklarımızın altında. Rüzgar ve aşağıda bekleyen diğer tırmanışçılar paralelinde, hemen birkaç foto alıp, zirveyi onlara bırakıyoruz. Dağlar bu sefer de bizi kabul etmişti ve tırmanışımıza izin vermişti. Hepimiz çok mutluyuz.

Türkiye de, bankamızın hep kullandığım bayrağını, küçültmeme rağmen, gene de rüzgar nedeni ile açmakta zorlanıyorum, neyseki, çok çekimle iyi bir kare yakalayabiliyoruz. Bu irtifada ve rüzgar da, doğal olarak herkes,  kendi yapmak istediklerine öncelik veriyor.

İniş sonrası, cheget ve terskol da biraz alışveriş yaptıktan sonra, pyatigorsk / beş dağları geziyoruz. İnanılmaz güzel bir yer, yeşil ve tarihi doku iç içe, tüm şehir ayaklarınızın altında, her yer tertemiz, cafe ve restaurantlar inanılmaz güzellikte. Vize de yok. Muhakkak ziyaret edilmeli ve 2 gün geçirilmeli.

28.07.2013 de saat 20:00 gibi Sabiha Gökçenden, Türkiye ye giriş yapıyoruz. Yeni bir yer yeni bir zirve...

Teşekkürler Yapı Kredi, teşekkürler Elbruz, teşekkürler Haldun, Ali Haydar, Necdet, Kemal, Ahmet, İgor, İvan, Montis

YAKUT üyesi arkadaşımız Bayram Kuytan'ı bu tırmanışından dolayı kutluyoruz.

YAPI KREDİ SPOR KULÜBÜ

Tüm Haber Arşivi