Atletizm Haber Arşivi

Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı

Her şey mümkün / Zafer burada başlıyor / Demiradam, Ironman...

Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Yüz-Bin-Koş: Murat Kırdı
Foto Galeri /

Türkiye’de ilk kez; 25 Ekim 2015 tarihinde dünyanın 60 ülkesinden 1250 Ironman ve Ironman adaylarının (Triatlet)  buluştuğu yer Antalya Belek oldu.
 
Yapı Kredi Fatsa Şube Müdürümüz Murat Kırdı Türkiye'de ilk defa yapılan Demiradam / Ironman yarışlarına katılarak bizleri sevindirdi.

Murat Kırdı arkadaşımızı tebrik ediyoruz.
 


Aldığı derece;
 
İSİM                ÜLKE  YAŞ        TÜRK TRIATHLET   YÜZME       BİSİKLET    KOŞU        FINISH
KIRDI, MURAT  TUR    45              8                         00:40:49   02:48:30    01:54:20     05:32:23
 
Demiradam yarışını bir de kendi ağzından dinleyelim:
 
“Günler öncesinden antrenman yapma ve parkuru tanımak için, ben de Yapı Kredi Spor Kulübümüzün destekleri  ile Antalya’daydım. Gökgörültüsü, şimşek ve büyük dalgaların olduğu bir denizle karşılaştığımda bir hafta önceki Antalya sahillerinden hiçbir eser yoktu.

Bu dalgalarda 1.9 km yüzecek, 90 km bisiklete binecek, 21.1 km de koşacak olmak... Özellikle yüzmeyi bir yıl önce öğrenmiş biri olan benim için ürkütücü olmadığını, sahilde yaptığım uzun açık su antrenmanlarındaki performansım gösterdi.

Bisiklet ve koşuda kendime olan güvenim tamdı. Yağışlı, fırtınalı ve dalgalı geçen 2 günün ardından 25 Ekim Pazar sabahının alacakaranlığında  1250 triatlet (300 Türk Triatlet)  Belek  Plajı’nda yarış startını beklemeye başladık.
 
Bir gün öncesinde bisikletlerimizi ve koşu malzemelerimizi değişim alanlarına bırakmıştık. Sabah bisiklet ve ekipmanlarımızın kontrolünü yapıp, yüzme startının verileceği  saat 8:05’i beklemeye başladık.

Su sıcaklığı 23 derecenin altında olduğundan özel yüzme elbiseleri (Wetsuit) ile yarışmaya izin verildi. Maalesef bende özel elbise olmadığından suya triatlon mayosu ile girdim. İlk 1.200 metrelik etap tam bir su yüzeyinde kalma mücadelesiydi.

Yüzme etabında kalabalık sporcu kitlesinin ortasında kalmıştım. Kafama ve vücuduma aldığım el  ayak darbeleri, yuttuğum tuzlu su, şimdiye kadar görmediğim müthiş bir mücadele ile devam etti.

40 dk’da 1.9 km’lik etabı bitirdiğimde derecemin hiç de o kadar kötü olmadığını, arkama baktığımda denizde olan yüzlerce yüzücünün hala mücadeleye devam ettiğini gördüğümde anladım.

Yüzmeden bisiklete geçişte elbise değişim alanında sadece kask, gözlük ve ayakkabılarımı değiştirip kısa sürede bisiklet etabına geçmek istiyordum.  Tam bu esnada gözlüklerimin camları yerinden fırladı. Onları takmakla çok zaman harcadım. Değişim süreci 6 dakikayı bulmuştu.

Oysa hedefim 2.5 dk’ydı. 90 km’lik  Bisiklet Etabı Antalya’nın Aspendos’u  Köprüçay Kanyonu ve zorlu tırmanışlı bir rotada ilerledi. Bisiklet etabı sona erene kadar yüzlerce yarışmacıyı geçtim.

Hiç geçilmedim... Koşu noktasına geldiğimde 90 km’lik bisiklet etabını 2 saat 48 dakikada bitirmiştim. Keza, 45-49 yaş grubunda bu derece ile bitiren ilk 4 Türk Triatlet’ten biriydim.

Bisiklet etabının son 8 km’ sinde içtiğim sporcu içeceği midemi bozmuş olmalı ki, koşuya  istediğim gibi başlayamadım.

Değişim alanında bir gönüllü eşyalarımı ve ayakkabılarımı giymek konusunda bana destek oldu.  2 turdan oluşan koşu etabı Belek şehir merkezi ve muhteşem sahile parelel doğa içindeki yollarda gerçekleşti.
 
21.1 km’lik koşu etabı sonlarında seyircilerin “go go go” sesleri eşiliğinde Finish çizgisini geçtiğimde ‘’IRONMAN’sin’’ diyen bir elin boynuma taktığı madalya  ve keyifli dakikalar, verilen 6000 kalorinin bir kısmının geri alınması ve dinlenme...

Beklediğim derecenin belki 15 dk gerisinde olmama karşın, kendi yaş grubumda Türk atletler arasında 8’inci ve tüm katılımcılar yaş grubunda ise 45’inci olmuştum.

IRONMAN  ile Bankacılık arasındaki ilişki, belki de tek rasyonel görünen bağ  ‘’YÜZ-BİN”...  Ya koşma...?   Bunu bir yere koyamıyoruz... Rakamlarla uğraşan biri  YÜZüyor BİNiyor (bisiklete)  bir de Koşuyor.

Ya mental zekanın kullanımı ve gücün 3 disipline dağılımı, bunlar da tamamen matametiksel ve istatistiki konular... Finish’te ise dayanılmaz bir rahatlama ve hedefe varmanın dayanılmaz hafifliği; “go go go” sesleri... Ben işte bu sebeplerle başladım Triatlon’a...
 
Her suya girdiğimde “acaba boğulur muyum, genzime su kaçar mı?” diyen ve hatta çocukken iki kez ciddi boğulma tehlikesi geçirmiş biri, 2014 yazında yüzmeyi öğrenmiş birinden, yani benim gözümden triatlon nedir yanıtı ve ayrıca 1 yıllık süreçte bir kaç olimpik mesafe ve bir Halfıronman yarışmış, İstanbul Avrasya maratonunu koşmuş eski bir sporcu, futbolcu, yoğun ve esnek olmayan çalışma  saatlerine bağlı  çalışan, işinde yüksek  bir temposu olan bir Şube Müdürü...

Yarışmacının gözünden dünyanın en büyük triatlon organizasyonlarından biri Antalya Ironman 70.3’e katılan birinin gözünden Start’tan Finish’e yoğun antrenman temposuna işte gözlemlerim, yaşadığım duygular, mental hazırlanma yöntemlerim...

YÜZBİNKOŞ !!! Kısaca bu üç kelimenin yanyana gelmesinden ibaret değil sadeceTriatlon!!! Uzun antrenmanların dayanılmaz ağrıların sabrın ve azmin bir birleşimi; bir yaşam tarzı... Bir bankacı içinse, çok daha fazla özveri ve dengeli yaşam zincirinin bir halkası...

Güç ve aklın birleştiği bu spor dalı peki nasıl doğdu? İşte yanıtı. Tarihsel sürece baktığımız zaman daha yeni olan bu spor dalının ilk yarışması San Diego, Kaliforniya'da 1974 yılında gerçekleştikten sonra, 18 Şubat 1978’de Hawai Adalarının Waikiki plajında Demir Adam (IRONMAN) Yarışmasıyla ortaya çıkmıştır.

Bu sporun başlangıcı deniz olmuş. Ancak yılları karada geçmiş bir kişi için ben;  tam tersten başladım; Yüzmeyi 1 yıl önce öğrenmiş biri olarak koşu ve bisiklet altyapısı yanında acaba yüzebilir miydim...???
 
Demir Adam (IRONMAN)  yarışmasına, deniz komandosu John COKLINS'in Waikiki yüzme yarışları, Hawai adası etrafında düzenlenen bisiklet müsabakası ile Honolu tam maratonunu birleştirilmesi düşüncesi ilham kaynağı olmuştur.

İlk kez Triatlon yarışmasına (3,8 km yüzme, 180 km bisiklet, 42.2 km koşu) 15 kişi katılmış ve 12 kişi yarışı bitirebilmiştir , Gordon HALLER birinci olan Triatlettir. Derecesi 11 saat 46:58... Şu anda bu iş, çok daha kısa bir sürede, ortalama 8-9 saat içinde bitirilebilmektedir.

Bana ilham kaynağı, kendisi ile geçen yıl IronMan yarışında tanıştığım Oğuz Omur olmuştur. Gazetelerde spora ilgisi ve yoğun çalışma temposunda zaman sorununu nasıl yendiği, nasıl hazırlandığı, ailesini ihmal etmeden ve işini aksatmadan nasıl çalıştığı gibi konuları okudukça cesaretim bir kat daha arttı.
 
Bilmeyenler için bir kez de ben belirtlemek isterim... Triatlon kişisel bir spordur. Zira bu sporla tanıştıktan sonra, bir çok kişi “Atıcı mısın?! Nişancı mısın?!” diye sormuştur. Triatlon, Pentatlon ile çok karıştırılmaktadır. Dünyanın en zor sporu olduğu söylenmektedir.

Triatlon sporu; yüzme, bisiklet ve koşunun birleştiği, Sprint Olimpik Halfıronman ve Ironman olmak üzere değişik mesafelerde koşulan, dayanıklılık ve gücün ön plana çıktığı dünyada ve özelikle Avrupa kıtasında futboldan sonra en çok ilgi çeken bir spor dalıdır.
 
Kendinle yarışmak durumunda kaldığın bir spor dalıdır Triatlon. Bitiren herkes madalyayı hakeder. Triatlon sporunun felsefesi bambaşkadır. Bireysel spor olması nedeniyle, bireyin başarısı kendisine gösterdiği özenle ortaya çıkar.

Peki bu sporu özel yapan nedir? Kendi sınırlarınızı zorlamak, zihninize, bedeninize, iradenize hakim olmak, kendinizi disipline etmek ve bu sporu yapabilen dünyadaki nadir insanlardan biri olmaktır...

İyi bir triatlet olabilmek için birinci koşul, iyi bir yüzücü olmaktır. Maalesef bu konuda hiç iddialı değilim. Sudan ortalarda çıkar, bisiklet ve koşuda bu farkı kapatırım. Ironman olabilmeniz için en az 1,9 kilometrelik deniz parkurunda yüzecek ve rakiplerinizle yarışacaksınız.

Sudan çıkar çıkmaz ara vermeden bisikletinizi bulacak, ayakkabınızı ve formanızı giyeceksiniz. Benim gibi gözlük camlarınız yerinden fırlasa da, geride kalanlara fazla aldırış etmeden yola devam etmelisiniz. Aksi durumda bu zaman farkını kapatmak cidden zor.
Durmadan 90 kilometre boyunca bu kez de bisikletinizle yarışacaksınız. Daha durun... Bitmedi tabii ki!!
 
Parkurun sonunda bisikletinizi bırakacaksınız ve ayakkabınızı değiştireceksiniz. Ardısıra da 21.1 kilometre koşacaksınız. Bunu da tamamlarsanız triatlonu bitirmiş olacaksınız...

Her geçen gün dünyada ve Türkiye’de giderek ivme kazanıp yayılan triatlon, aynı zamanda gücün sembolü de olan bir spor dalı olarak gösteriliyor. Özellikle SAT komandoları için olmazsa olmaz bir branş ve uğraşı...

Deniz komandolarının belirttiği gibi “Bu sporda onur, cesaret ve sadakat vardır. Ufak ufak çakıl taşlarını sabırla bir araya getirmek, sonunda yıllara yayılan, yıkılmayan, devrilmeyen bir piramit yapmak”  kelimelerinin bir birleşimi diye tanımlanır.

Çünkü, 3 ayrı spor branşını kendi içinde barındırması ve uzun mesafeli olması nedeniyle triatlona başlamak güçlü olmak kadar cesaret işidir de...

DEMİRADAM  yarışlarının  bu yıl ilk kez Türkiye’de yapılmış olması son derece sevindirici... 1.250’nin üzerinde bir triatlet’in Antalya’daki mücadelesinde, yeni bisikletim  TT ile  sınırlarımı zorlayıp, 20 yıldır gururla taşıdığımız Yapı Kredi bayrağını bu alanda da taşımak benim için ayrıca büyük bir gurur kaynağı oldu.

Hedefler bitmez... Yeni hedeflere yelken açmaya, her alanda varolmaya  Yapı Kredililer olarak biz her zaman hazırız.”
 
Murat Kırdı 
Fatsa Şube Müdürü

 

YAPI KREDİ SPOR KULÜBÜ

 

Tüm Haber Arşivi