Su Sporları Haber Arşivi

Yüzücülerimiz Uluslararası İstanbul Boğaz Yarışında...

Foto Galeri /

 Yarışta Yapı Kredi Spor Kulübü’nü temsil eden yüzücümüz Ali Çağlar Gürel 56.16, Ufuk Tunalıoğlu da 01:03.46 derece ile yarışı başarıyla tamamladılar. Sporcularımızı can-ı gönülden kutluyoruz.  
“İki Kıta Bir Yarış”, “Herkes İçin Spor” sloganları doğrultusunda amatör ve lisanslı tüm katılımcılara açık olarak Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından gerçekleştirilen yarışın genel klasman birincisi, 39:13 ile aynı zamanda parkur rekorunu da kıran Hasan Emre Musluoğlu oldu.
Yarışın en yavaş ismi ise 02:30:31 ile 1944 doğumlu İbrahim Emin Sezgin oldu. 14 yaşından 83 yaşına kadar her yaştan yüzücünün ilgi gösterdiği yarıştaki en yaşlı isim, 1930 doğumlu Levent Aksüt’tü. Aksüt, 24. defa katıldığı yarışı 01:32:47’le bitirdi. Toplam 19 engelli yüzücümüz de boğazın serin sularında kulaç attı.
Geçtiğimiz yıllarda büyük şirketlerin CEO’larının, tanınmış şahsiyet ve sporcuların katıldığı yarışta, bu yıl da, ABD Ankara Büyükelçisi Riccardone, Eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, işadamı Sadettin Saran gibi ünlü isimler yer aldı.
Geçtiğimiz yıl, 7 altın madalyalı olimpiyat rekortmeni Mark Spitz’in konuk olduğu yarışa bu yıl da 5 olimpiyat madalyalı Avustralyalı yüzücü Ian Thorpe konuk oldu.
Pazar sabahı 08:00’de gemi geçiş trafiğine kapatılan İstanbul Boğazı saat 13:00’e kadar kapalı kaldı. Sabah yüzme yarışından önce kürek ve kano yarışları gerçekleştirildi. Yüzücüler saat 10:00’da Kanlıca İskelesi’nden suya girip 6.5 km’ lik parkuru yüzerek Ortaköy Cemil Topuzlu Parkı’nın sahil kısmına kurulan bitiş iskelesinde yarışı tamamladılar.
15 dakika arayla iki ayrı grup halinde start alan sporcuların bitirme zamanları, ayak bileklerine takılan chipli zaman ölçüm sistemiyle belirlendi.
Hava sıcaklığının 27°C olduğu Boğaz’da su sıcaklığı 19°C idi. Rüzgarlı ve parçalı bulutlu bir havada ve mevsimine göre serin suda, özellikle bazı yabancı yüzücülerin wetsuit adı verilen bütün yüzme mayosunu tercih ettikleri görüldü. Son yıllarda TRT3 tarafından canlı olarak yayımlanan yarışın, bu yılki, özellikle helikopter görüntüleri de sporseverler tarafından zevkle izlendi.
Yapı Kredi Spor Kulübü’nü temsilen yarışa katılan yüzücümüz Ali Çağlar Gürel’in yarış izlenimlerini de sizlerle ayrıca paylaşıyoruz. Sporla ilgili amatör seviyede olan Gürel, aşağıdaki yazısında Yapı Kredi Spor Kulübü sayesinde 36 yaşında havuzla tanışıp takımla birlikte yüzmeye başlamasının ardından spor hayatındaki son halka olan “İki Kıta Bir Yarışı” kendi kaleminden bizlerle paylaştı. 

Yüzmeye ilginiz nasıl başladı, paylaşabilir misiniz?

Çocukluğumda basit birkaç spor kursundan ileri gitmeyen yüzmeye olan ilgim 2009 yılında Boğazı geçme hayali ile tekrar başlamıştı. Yüzme antrenmanlarına 2010 yılında, Yapı Kredi Spor Kulübü’nde başladım. İlk yarışıma da aynı yıl İstanbul Boğazı’nda katıldım. İlk denemedeki 1 saat 25 dakikalık derecem zamanla iyileşti.
Yüzmeyi o kadar sevdim ki hızımı alamayarak Meis Adası’ndan Kaş’a 7,5 kilometre yarışında yüzdüm, Çanakkale Boğazı’nı 3 defa yüzerek geçtim, Urla, Marmaris ve Kızkulesi açıksu yarışlarına katıldım ve başarıyla tamamladım.
3 yıl içerisinde katıldığım Türkiye Şampiyonaları’nda Yapı Kredi bayrağı ile  kürsüye toplam 18 kez çıkma fırsatına sahip oldum.

“1 Hayal, 2 Kıta, 1 Yarış” nasıl bir deneyim oldu?

Çocukluğumdan beri İstanbul Boğazı’nı yüzerek geçmeyi hayal ediyordum. Bir yarışma olduğunu gazetelerden okuyup duruyordum. Ancak  ne zamandır, nasıl başvurulur bilgim yoktu. Bu isteğimi 36 yaşımda tanıştığım Yapı Kredi Spor Kulübü (YKSK) sayesinde gerçekleştirdim, Yapı Kredi aileme ve Yüzme Takımına, bizlere bu imkanları sağladığı için teşekkürü bir borç bilirim.
YKSK ile 3 senelik birlikteliğimizde geriye dönüp baktığımda hiç aklıma gelmeyecek işler yapmışım. Spor öyle bir şey ki; ne yaşı, ne de sınırları var; yaptıkça doyulmuyor.
Gelelim Boğaz gezintimize... Gezinti diyorum, çünkü 2010 yılındaki ilk yarışımda (bana göre çok büyük başarı olsa da) yarıştan çok gezi temposunda yüzmüştüm.
Start anında nasıl olduğunu anlayamadan kendimi en önde buluşum, startın verilmesiyle arkadakiler tarafından suya ittirilişim, sonra iskeleden üstüme düşen onlarca yarışmacı, ilk 100 metrede beni geçen diğer yarışmacılar tarafından tabiri caizse tekme tokat dövülüşüm (hatırlıyorum bayan yarışmacılardan biri önüme geçebilmek için bacağımdan yakalayıp geri çekmişti beni)...
Sonrasında “ikinci köprünün altı gölgeymiş, güneşten pişmemek için biraz daha oyalanayım” demem (uzun mesafe yüzerken nasıl yanıldığını söylemek değil yaşamak lazım), sağda Rumeli Hisarı’nı görüp “ah ne güzel konserler vardı” diye düşünürken birden soğuk suya girip tüm tüylerimin akıntıya direnircesine diken diken olması, titreyerek kendime gelişim, akıntı burnunda “yahu, burdan nasıl kurtulacağım” diye düşünürken “aman ilerde Kuleli’yi kerteriz alıyımı” hesaplamam...
Birinci köprüyü gördük, şimdi önce onu ortalayıp sonra Galatasaray Adası’nın 237 metre açığından geçmem gerektiğini düşünürken birden tüm yarışmacıları geçtiğimi farketmem, “ne hızlı yüzüyorum” deyip kasılırken, hızlanmamın sebebinin akıntı olduğunu, meğer bitirme noktasını çoktan geçtiğimi görüp peşimde camgöz varmışçasına akıntının tersine doğru 20 dakika yüzmem, merdivenlere geldiğim anda adımı bile söyleyecek gücüm kalmadığında “yaşasın bitirdim, ben muhteşemim” diye gururlanırken 60 yaşındaki teyzenin çoktan çıkıp, duş alıp giyindiğini gördüğümdeki yıkılışım... Süre: 1 saat 25 dakika..
2010’daki yukarıda anlattığım ilk yarış deneyimimin üzerinden 3 sene geçti:
Bu kadar hikâyeden sonra bu yıl, tecrübemi konuşturacağım bir yıl olmalıydı. Maalesef tam istediğim olmadı... Bebeğimizin olması sebebiyle bu sene çok istediğim halde antrenmanları aksattığım yetmiyormuş gibi aldığım kilolar da cabası...
Haziran’da yapılan TYF Master Yüzme Şampiyonası’nda ilk defa madalyasız bir yarış çıkarmam, aynı mesafeyi Marmaris’te 1 sene önceye göre 20 dakika geç yüzmem bunların somut belirtileriydi. Ancak Boğaz yarışı bir başka, onlarca yarış insana küçük küçük tecrübeler katıyor. İlk yarıştaki heyecanla şimdiki arasında çok fark var tabii ki...
Bu sene start karmaşasında kimse üstüme basmadı, köprü altında gölgelenmek yerine koruyucu kremlerimi sürdüm, köşeleri kullanmak yerine daha çok ortada ve soğuk su akıntısında kalmaya çalıştım, Boğaz’da bize bakan meraklı insanları seyretmektense kulaçlarıma yoğunlaştım, tabii yarışmaya mezura ile katılmaya izin verilmediğinden yine Galatasaray Adası’ndan 237 metre açıktan geçme olayını (kurt yüzücülerin söylediği mesafedir) tam ölçemedim ve bu sene de akıntı sebebiyle bitirme noktasının biraz aşağısına düştüm.
Sonrasında dakikalarca kol ve bacak depara yakın hızda akıntıya karşı yüzerek bitirme noktasına güneyden varabildim ve sonuç 1 saatin altında geldi: 56 dakika ile kendi rekorumu kırdım...
Hedefim, daha çok antreman yapıp, biraz kilo vererek seneye 40 yaş kategorisinde Yapı Kredi bayrağı ile kürsüye çıkmak..
7’den 77’ye tüm Yapı Kredilileri bu hayale ortak olmaya ve bizimle birlikte Yüzme Takımında kulaç atmaya bekliyoruz.         Takıma katılmak isteyenler Yüzme Takım kaptanımız Hakan Yaşdal ile iletişime geçebilirler.
Son olarak; Asya’dan Avrupa’ya yüzülebiliyorsa neden Avrupa’dan Afrika’ya (Cebelitarık Boğazı) yüzülemesin...
Hayal işte... ?

Ali Çağlar Gürel
Perakende Bankacılık Bölge Kredi Destek Müdürü

YAPI KREDİ SPOR KULÜBÜ