Yelken öğrendi hayatı değişti
YKSK Yelken Şubesi’nin bu spora kazandırdığı küçük yelkencinin babası Ercan Aksen, yaşattıkları mutluluk ve gurur için YKSK’ya teşekkür mektubu yolladı.
30.09.2010
YKSK Yelken Şubesi’nin, bu spora kazandırdığı küçük yelkencinin, Doğa’nın babası Yapı Kredi çalışanı Ercan Aksen, YKSK’ya yazdığı bir mektupla teşekkür etti. Aksen’in kızının heyecanını ve yelken eğitiminin O’na kattıklarını anlattığı mektubu, sporun; bir çocuğun ve ailenin hayatını ne kadar etkilediğini gösteriyor. Aksen’in mektubu şöyle:
Yelken, Deniz ve Güneş
10 yaşındaki kızımız Doğa için küçüklüğünden beri en büyük idealimiz, iyi okullarda okuması, bir dünya vatandaşı olabilmesi için iki yabancı dil bilmesi ve sosyal yaşamda kendini mutlu hissedebilmesi, insanlarla daha rahat iletişim kurabilmesi için keyif alacağı hobilerinin olmasıydı.
Bu nedenle yıllardır her tatil döneminde onun için uygun sporları belirler ve onun seçimine bırakarak mutlu bir tatil geçirmesini sağlarız. Bu yaz yine kendisinin ilgi duyduğu yüzme, izcilik ya da yelken kurslarından birini seçmek istediğini belirtti. Kızımız yelken kursuna karar verdikten sonra, hangi klübe göndereceğimize ilişkin araştırma yapmaya başladık. Tam bu sırada Yapı Kredi Bankası mensuplarının çocuklarına yönelik “Yelken Kursu”nun mesajını gördük. Aradığımız etkinlik ayağımıza gelmişti. Hemen başvurumuzu yaptık.
Kursun başlayacağı günü sabırsızlıkla bekleyen Doğa’nın coşkusu, Yapı Kredi Bankası’na ait harika bir yarış teknesi olan “adios” üzerinde eğitim yapacaklarını öğrendiğinde bir o kadar daha artmıştı. Arkadaşı Kaan ile hemen iletişime geçen Doğa’yı emin ellere bıraktık.
İlk gün eve döndüğümüzde kızımız sevinç çığlıkları içinde o gün öğrendiklerini sıralamaya başladı. Heyecanı ve sevinci görülmeye değerdi. Birkaç gün içinde bu heyecanın azalacağını beklerken, kızımızın yelken sporundan her geçen gün aldığı keyif katlanarak arttı. Son derece mutlu, neşeli, hayat dolu, içindeki sevinci daha da dışarı vuran genç bir denizci adayı vardı karşımızda.
Yelken Hocası Kıvanç Sevinç’i sadece bir antrenör olarak görmüyor, aynı zamanda çok iyi bir ağabey, takım oyuncusu, koç ve arkadaş olarak benimsiyordu. Hocasının anlattıklarını her gün dikkatlice dinliyor, akşamları da bir bir bizlere aktarıyordu. O’nu o kadar benimsemişti ki şimdiden aralarında çok iyi bir bağ oluşmuştu. Bu durum Doğa’nın bu spora olan düşkünlüğünü daha artırmıştı.
Artık ailece, akşamları henüz bilmediğimiz pek çok terimi tartışmaya ve kızımızdaki bu gelişimi izlemeye başlamıştık. “Cenova, sağnak, apaz, pruva, pupa, bumba, sancak, iskele, iskota” ve daha niceleri kızımız tarafından heyecanla bize aktarılan terimler olmuştu.
Kısa sürede Deniz, Güneş ve Yelken O’nun küçük dünyasını süsleyen kavramlar olmaktan çok daha öteye gitmiş, şimdiden hayal dünyasında yolculuklara başlamıştı. Yelken sporu, O’nun tıpki ismi gibi Doğa ile bütünleşmesini, ondan keyif almasını, güneşin ışınları ve denizin rüzgarları ile keyifli bir yaşamın izini sürmesini sağlamaya başlamıştı.
Günler ilerlerken Doğa’nın mutsuz olduğu tek konu kursun bir gün bitecek olmasıydı. Son gün bunun burukluğu ile marinaya gittiğinde üzerinde taşıdığı mutsuzluk, bir dahaki sene de bu kursa gitmenin sözünü alıncaya kadar devam etti. Denize açıldıklarında tüm outdoor sporcular gibi tüm üzüntülerini bırakıp denizin keyfini çıkarmaya başlamıştı.
Kızımız her yıl yaşadığı deneyimlerden çok daha farklı bir yaşamı kucaklamış, şimdiden bu spor ile ideallerini gerçekleştirmek için kendine hedef de belirlemeye başlamıştı. Kimbilir belki de bu idealler O’nun yaşamına ışık tutacak, yeni kazanımları da beraberinde getirecekti. Tıpki bir atasözünde olduğu gibi;
"İdealler yıldızlara benzer, belki hiçbir zaman onlara ulaşamazsınız ama hayatta size yol gösteren onlardır…"
Teşekkürler Yapı Kredi, teşekkürler Yelken Okulu, teşekkürler Kıvanç ve emeği geçen herkes…
Ercan AKSEN
Tüm Haber Arşivi
