Yazarlar Bora Büke

Bora BÜKE'nin kaleminden...

Işığın peşinde koşmak...

Foto Galeri /

2006 yılının sonbaharında, Koçbank ile Yapı ve Kredi Bankası’nın resmi anlamda tüm birleşme sürecinin tamamlanması ve yeni Yapı ve Kredi Bankası’nın hayat bulmasının hemen ardından başlamıştı Yapı Kredi Spor Kulübü (YKSK) Derneği’nin kuruluş çalışmaları...

Bankanın Üst Yönetiminin de destek vermesiyle çalışmalar ivme kazanmış ve 2 Ağustos 2007 tarihinde, Dernek Tüzüğünün 3. maddesinde de yazdığı gibi “üyelerine, ailelerine ve sporcularına çeşitli sporları yapma olanağı sağlamak, karşılıklı sevgi ve saygıyı yerleştirmek, ruhsal ve bedensel olarak sağlam yetişmelerine katkıda bulunmak, boş zamanlarını değerlendirmek amacı ile” kurulmuştu YKSK Derneği...

Derneğimizin kuruluşunun hemen akabinde yayın hayatına atılan ve takipçi sayısı her geçen gün artarak daha geniş kitlelere hitap etmeye başlayan YKSK web sitesinin bu köşesinde, bu zorlu ama bir o kadar da keyifli yolculuğumuzun başlangıcında yayımlanan ilk yazımızda “Biz, siz olmak istiyoruz...” diye seslenmiştik değerli üyelerimize ve saygıdeğer okurlarımıza... Ve yazımızın son kısmında da, amacımızı kısaca şöyle özetlemiştik: “Gözünüz olup görmek, kulağınız olup duymak, diliniz olup konuşmak istiyoruz. Biz, siz olmak istiyoruz...”

Geçen zaman içinde, bu amaçlarımızın çoğunu Yapı Kredi ailesine kazandırmış olmanın mutluluğu içindeyiz. Şu sıralar, çıtayı daha da yükseltmiş olmanın heyecanı sarıp sarmalıyor bizleri... Nedeni ise “Ayın Fotoğrafı” etkinliği...

Affınıza sığınarak, bu etkinliğin hayata geçirilmesine katkı sağlayanlara, tarihe not düşebilmek adına, özel olarak teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz.

İlk büyük teşekkür, Dernek faaliyetlerinin sadece İstanbul’la sınırlı kalmayıp, tüm ülke geneline yayılmasının sağlanması direktifleriyle, tıpkı açık denizlerdeki deniz fenerleri gibi bizlere ışık tutup yönümüzü belirlememize yardımcı olan CEO’muz Sayın Faik Açıkalın’a elbette...

İkinci büyük teşekkür, YKSK Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Zafer Eren’in şahsında tüm YKSK DernekYönetimi’ne... Bizlere bu olanağı sağladıkları için..

Bir başka büyük teşekkür, bu fikri kendisiyle ilk paylaştığımızda, hem fikri destekleyen ve hem de ürettiği fotoğraflarıyla ilk duyurumuzda bizlerin yanında olmayı sürdüren, gerçek bir fotoğraf sevdalısı olan YKSK Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Cihangir Kavuncu’ya...

Diğer teşekkürlerimiz de, projemizin daha da olgunlaşması için fikir üreten ve bu fikirleri bizlerle paylaşan YKSK Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Can Özyurt ve YKSK Derneği Kulüp Müdürümüz Sayın Suha Özcan’a...

Elbette, en büyük teşekkür, konuyla ilgili ilk bültenimiz yayınlanır yayınlanmaz hemen fotoğraflarnı bizlerle paylaşmaya başlayan Yapı Kredi ailesinin ışığın peşinde koşan değerli fotoğrafseverlerine...

Yukarıda vurguladığımız gibi; hem mutluyuz, hem de heyecanlıyız. Gururluyuz da... Mutlululuğumuz ve heyecanımız, sosyal aktivite anlamında yeni ve uzun soluklu bir projeyi Yapı Kredi ailesine kazandırmış olmaktan geliyor... Gururumuz da, fotoğrafa hak ettiği değerin verilmesine aracı olmamızdan ve onu daha da görünür kılmamızdan kaynaklanıyor.

Yanlış anlamayın lütfen, bu kesinlikle bir yarışma değil... Büyük bir aile içinde, ürettiği değerleri sevdikleriyle ve dostlarıyla paylaşıyor olmanın taçlandırılmış mutluluğu diyebilirsiniz bu etkinliğe...

O yüzden YKSK Sosyal Aktiviteler Şubesi çatısı altında faaliyet gösteren Fotoğraf Stüdyosu olarak son derece müsterihiz. İçimiz rahat... Yarışmaların iç bunaltıcı ve kalıplaşmış kurallarından azade tutuyoruz kendimizi... Ama tabii ki, verilen emeğe duymuş olduğumuz saygıdan, tarafımıza gönderilen fotoğrafları son derece ince eleyip sık dokuyarak ve onları fotografik bir elekten geçirererek veriyoruz nihai kararımızı...

Çünkü, fotoğrafın gücüne inanıyoruz. Onun bir ayıklama sanatı olduğunun da bilincindeyiz aynı zamanda... Bakmak ve görmek arasındaki ince çizginin ne derece önemli olduğunun da farkındayız...

“Senin baktığına herkes bakar; ama, senin onda görebildiğini herkes göremez.” diyen, diyebilen Şems-i Tebrizi’nin sözleri küpe olmuştur kulağımıza... Antoine de Saint-Exupery’nin o muhteşem eseri Küçük Prens’te yer alan “Ancak kalbinle görebilirsin, özde olan gözlere görünmez...” sözcükleri kalbimizin derinliklerine asla çıkmamacasına kazınmıştır... Ve tüm bunların nihayetinde, fotoğrafın gözden ziyade, yürekle çekildiğini hayat yaşayarak öğretmiştir bizlere...

Işığın peşinde koşmak... İşte, bu felsefeyle birlikte ışığın peşinde koşarsa insan, ancak halis fotoğrafa ulaşabilir. Yoksa, çekilen fotoğraflar sadece ve sadece o fotoğrafı çekeni ilgilendiren ve başkalarında hiç bir özel duygu uyandırmayan birer “anı fotoğrafı” olmaktan öteye gitmez, gidemez...

Genellikle, büyülü saatler denilen, güneşin doğuşuyla batışına denk gelen yarım saat öncesi ve yarım saat sonrasında çekim yapar bu işe gönül veren çoğu fotoğraf emekçisi... O saatlerde ışık muhteşemdir.

Çünkü bilirler ki, ışık varsa fotoğraf vardır. Ve yine bilirler ki, içinde dengeli bir ışık olmayan fotoğraf, yüreğinde içten bir sevgi barındırmayan insana benzer... İkisinden de hayır gelmez...

Yazımızı gerçek bir fotoğraf duayeni olan çağdaşımız Ara Güler’in şu enfes sözleriyle noktalamak isteriz: “Yaşam size verilmiş boş bir film. Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın...”

Hayatınızın fotoğrafsız, fotoğrafınızın ışıksız ve yüreğinizin de sevgisiz kalmaması dileklerimizle...


Bora BÜKE
Yapı Kredi Spor Kulübü Derneği
Sosyal Aktiviteler Yöneticisi ve Web Sitesi Editörü

Yazarı Tanıyalım Yazarın Tüm Yazıları Yazarın E-posta Adresi